Güne güzel bir kahveyle başlamak güzeldir. İçmiş kabul edin, ikramım olsun :) Faydaları, zararları ve tarihini de bir okuyun.
Tarihi:
Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi,
ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen
tek kahve türüdür.
Önceleri Arap Yarımadası'nda kahve
meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme
metoduyla gerçek kahve lezzetine ve eşsiz aromasına kavuşmuştur. Kahve ile
Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu
yöntemle hazırlayıp tüketmiştir.
Türk Kahvesinin tarihi 1517 yılında Yemen
Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi.
Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve
cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.
Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen
tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin
lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı. Türkçede günün ilk
öğünü anlamına gelen "kahvaltı" sözcüğü kahve içimi öncesi yenen
şeyler demektir. (Yani biz kahve içmek için yemek yiyormuşuz) Kahve falı ile
geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür. Kahvehane adlı işletmelerin
doğmasına yol açmıştır. Dini Bayramların ve geleneksel "kız isteme"
merasimlerinin bir süjesi olmuştur.
Faydaları:
Günde iki fincan kahvenin kolon kanseri
riskini, kalın bağırsak kanseri riskini yüzde 25, safra kesesinde taş riskini
yüzde 45 azalttığını gösteriyor. Kahvenin içerdiği kafein maddesi, sinir
sistemini uyarıp zihinsel aktiviteyi güçlendirir. Uyuşukluğu giderip enerji
verir ve uyanık kalmayı sağlar.
Yapılan araştırmalar günde 6 fincan kahve
içen 55 yaşındaki bir kişinin düşünme potansiyelinin içmeyenlere oranla 6 kat
daha fazla olduğunu gösteriyor. Ayrıca kahve içenlerde içmeyenlere nazaran daha
az diş çürüğünün olması, bir başka dikkat çekici araştırma sonucu.
Kahve içtikten sonra organizmada ani
değişiklikler oluyor. Tüm vücut ani bir enerji akımı ile doluyor. Bu enerji
çocuklarda 3, yetişkinlerde ise 5 - 7 saat sonra azalmaya başlıyor. Tüm bu
olumlu yönlerine rağmen kahveyi çok fazla tüketmemekte fayda var. Çünkü aşırı
kahve tüketimi sürekli bir uykusuzluğa ve mide rahatsızlıklarına neden oluyor.
Ayrıca aşırı tüketim yüksek tansiyona da sebep olabilir.
Kahvenin selülit yapmak bir yana, vücuda
daha fazla hareket kazandırarak, metabolizmanın yağ yakmasına katkı sağladığı
saptanmıştır. Kahvenin ayrıca depresyon ve alkolizm tedavisine iyi geldiği
biliniyor.
Kahve yemek üzerine içildiğinde, sindirimi
kolaylaştırır. Bu yönüyle şekerli içmemek kaydıyla kilo almayı ve mide
ekşimelerini önler. Asıl yararı hayali genişletir, hafızaya güç verir, hareket
sağlar ve gevşekliği giderir.
Kahvenin düşünceye açıklık
getirdiği bir gerçektir. Şairler şiirlerini yazarlarken, yazarlar makalelerini
hazırlarken, ressamlar tablolarını yaparlarken, kahve fincanları en yakın ve
sempatik destekçileri olmuştur. Ünlü şair Eşref'in, hicviye yazmadan önce iki
çay dolusu kahve içtiği söylenir. Türk kahvesinin ayrıcalığını belirleyen
noktaları özetlersek diyebiliriz ki; Türk kahvesinin (dozunda içildiği
takdirde) sağlığı tehdit edecek zararlı yanı yoktur. Teskin edici ve
dinlendirici özelliği vardır. Bir fincan kahvedeki 50 mg. kafein hemen vücuttan
atılır. Bu bakımdan Türk kahvesi fincanı ideal ölçülere sahiptir. Bir fincandan
fazla içildiğinde zihin açıcı, uyarıcı, enerji verici özelliği ön plana çıkar. Kararında
içilen, yani günde 2 fincan Türk kahvesi sağlığa faydalıdır.